Manavgat Tutkulu Escort Elif ile Zevkin Nehir Dansı

Manavgat, Antalya'nın nehir ve şelalesiyle ünlü, Çapcanlı bir ilçesi. Gündüzleri Manavgat Şelalesi'nin suları parçalanarak şenlenir, nehirde tekneler süzülür, çarşıda alışveriş telaşı sokakları doldurulur. Hava sıcaktır, nehrin ferahlatıcı kokusu portakal bahçelerinden gelen tatlı esintilerle birleşir, kafelerde çay bardakları şıngırdar, balık restoranlarında masalar hazırlanır, sokaklarda satıcılar taze meyveler seslenir. Kasabanın enerjisi bir ritimle akar, rüzgâr nehir kıyılarından serinlik taşır, çocuklar damlalar halinde koşar, kaçan teknelerde biriktirilir. Gündüzleri Manavgat bir doğa ve yaşam şölenidir, herkes ya şelalede serinler ya da nehirde bir tur atar, biralar soğuk dolaplardan çıkar, akşamüstü mangallar yanar, gün batımı şelaleyi turuncuya boyar. Ama güneşin batıp ay nehrinin tepesinde yükseldiğinde, Manavgat'ın bu hareketli yüzü yeri gizli bir tutkuya ayrılır. Barlar canlanır, nehrin kenarındaki müzik sesleri sızar, sokak lambaları loş bir ışık yayar, kasabanın seksin gizli yaşamına dönüşür. Gündüz nehirlerinde yüzenler gece zevkin derin sularında gelişir, dalgalar nefeslerle birleşir, rüzgar tenlerin akıntısı akar. İşte bu Manavgat gecesinde tutkulu eskort Elif ile tanıştım.

Elif yirmilerinin sonunda, uzun dalgalı kumral parlak, kahverengi gözlü, ince ama kalçalarıyla baş döndüren bir kadın. Tutkulu, seni bakışlarıyla saran, teniyle yakan, onun anısını seksle dolduran bir afet. Ömür boyu sürebileceğim gece, Manavgat'ın nehir havasını zevkin ateşlenen dansına boğdu. Elif arzunun kraliçesi, onun sularına girmeye hazır ol, ya uçarsın ya da onun gecesine esir olur.

Her şey Manavgat Nehri'nin yolu başladı. Elif'i bir teknenin kenarında gördüm, üzerinde ince bir elbise, göğüsleri elbiseyi zorluyor, dudaklarında nehirlerle ıslanmış bir gülümseme. Manavgat benim seks dansım dedi, sesi dalgaları ezdi. Elbiseyi sıyırıp teknenin güvertesine ayrılması, bacakları açıldı, hava suyu, ter ve çiçek kokusuyla doldu. Bana yaklaştı, elini göğsüne koydu, serin sanılır ama seni tutkuyla yakarım dedi. Tenis ona kaydı, beni çekti, dansa başlasın dedi ve bedenlerimiz birleşti. Gece alevlendi, tekne sallandı, dalgalar nefeslerimizle çalkalandı, rüzgar şelalesinden gelen serinliği taşırken onun inlemeleriyle doldu. Elif'in tutkulu enerjisi patladı, teni sürtündü, beni içine aldı, bu sadece başlangıç ​​dedi, parçaların kemiklerinde gezindi, elleri yeryüzünde kaydı.

Nehirden Manavgat'ın dar sokaklarına geçti. Sokak lambaları loş bir ışıkla yollar yanıyordu, barlardan müzik sesleri yükseliyordu, nehrin kıyısındaki tekneler temelde düzenli olarak şekilleniyordu. Elif bir kayıt defterini sakladı, Manavgat'ta seks benden sorulur dedi, elbiseyi yere attı. Dolgun dolgunlaştırıcı maddeler parladı, beni seçti. Bu sokaklardan kaçış yok diye güldürdü, dağıtıyı bastırdı, kalçalarını oynattı. Loş ışıklar tenine vururken, yayılmada gezindi, nefesi hızlandı, gözler tutkuyla parladı. Tenlerimiz birleşti, seks onun dansı oldu, sokakların dinginliği inlemelerle bozuldu. Rüzgâr nehir akıntısı taşırken, onun sıcaklığıyla geceyi sardı, taş duvarların sıcaklığıyla titredi, barlardan gelen müziğin ritmiyle birleşti, bu bir gezinti değil, zevkin ateşli dansıydı.

Geceleri ilerlemek Elif beni nehir kenarındaki bir kulübeye götürdü. Şelalenin uzaktan gelen sesi kulübeyi sarmıştı, su kokusu havayı kaplamıştı, ay ışığı tahta pencerelerden süzülüyordu, dışarıda rüzgâr ağaç dallarını sallıyordu. Burada benim tutkum mabedim dedi, çıplak olarak büyümeyei yatağa serdi, bacaklarını açtı. Seni burada esir alırım dedi, gözleri arzuyla parladı. Tenim ona kaydı, özgürce beni çekti, derinlere iniyoruz dedi ve beni içine aldı. Su kokusu teniyle birleşti, nefesi beni daha çok istedi, başkaları derimde dans etti. Bedenini bana sundu, benden kurtulamazsın dedi, yatak gıcırdadı, şelalenin sesi onun ritmiyle uyum buldu. Elif'in kulübeyi doldurdu, seks sınırı nehir kıyısını yuttu, duvarların nefesiyle yankılandı, bu bir gece değil, bir zevk şöleniydi.

Sonra bir motosiklete bindik, Manavgat'ın nehir yollarında hız yaptık. Kasaba dağları uzaktan parlıyordu, rüzgar yüzümüzü yalıyordu, gece nehir kıyısını bir örtü gibi kaplamıştı, tekneler hafif hafif sallanıyordu. Nehir benim seks saham dedi, elbiseyi rüzgara attı, çıplak bölgedeki ay şiddeti parladı. Rüzgâr saçlarını savururken beni avladı, tutkulu bir iştahla tenime değdi, nefesiyle beni yaktı. Beni sakin sanma diye güldü, sesi nehirde yankılandı. Motosiklette onlarımız buluştu, her hız bir zevk yürüyüşüydü, nefesi beni daha çok istedi, başkalarını kadınımı sardı. Bedenini bana kesildi, seni bırakmam dedi, motosikleti sallandı, rüzgar sesine karıştı, bu bir yolculuk değil, seksin şiddetli patlamasıydı, nehrin tutkusuna eşlik etti.

Sabaha karşı Manavgat'ın bir tepesine çıktık. Kasaba aşağıdaki şartlarda dalmış durumda, rüzgar nehrinin kokusuyla esiyordu, ay ışığı kayaları gümüşe boyuyordu. Elif bir kayaya bakıyor, Manavgat'ta seks burada bitiyor dedi, bacaklarını açtı, beni bitiririm dedi. Hava serin olsa da teni yanıyordu, parçaları beni yakaladı, serinlik sananlar yanılır, ben tutkunun kraliçesiyim dedi, sesi tepelerde çınladı. Hatları beni çağırdı, teni tenime bastı, rüzgar nefesiyle doldu, kayaların sıcaklığıyla ısındı. Seks tepeleri titretti, hareketi ateşlendi, bu bir oğul değil, bir tutku zaferiydi, şelalenin sesi onun enerjisiyle doldu.

Son durak Manavgat Nehri'nin kıyısıydı, şelalenin en yakın köşesi. Elif çimlere uzandı, burada benimsin dedi, yayılmai açıldı. Rüzgar saçlarını savururken tenime değdi, nefesiyle beni sardı, enerjisi nehri titretti. Çimler onun ateşiyle doldu, dalgalar nefesiyle çaldı, yavaşlık mı saklanacak diye alay etti, seks patladı. Nehir kokusu teniyle karıştı, rüzgar sesine dağıldı, Manavgat Elif'in çıkışıyla fethedildi, kıyı onun zevkiyle yankılandı.

Elif'le Manavgat'ta geçen gece nehirden tepelere seks dolu bir dans. Beni yaktı, esir aldı. Tutku benim dedi, rüzgâr dudaklarını ıslatırken. Cesaretin varsa Elif bekliyor, ama dikkat, seni nehir dansına zincirler.